Zaman İçinde Minifigürler: Vahşi Batı!

Neyi fark ettim biliyor musunuz? Bir süredir zaman yolculuğu yapmadığımızı. Bunu hemen değiştirmek gerek!

Evet, ilk insanlardan sonra Uzakdoğu’ya, oradan da Avrupa’ya atladık. Bugün de Amerika’ya gideceğiz, daha doğrusu Kuzey Amerika’ya. Bayanlar baylar, Vahşi Batı maceramıza hazırlanın!

Kovboylar ve Kızılderililer CMF serilerinin en başından beri vardı. Bugünki hikayemizde iki gruptan da dört minifigürümüz var. Dokuzuncu minifigürümüz ise diğerleriyle zaman zaman dost, zaman zaman düşman olan bir arkadaş.

Bir tarafta Kızılderili Kadın (CMF 15), Kızılderili Reis (CMF 3), Kızılderili Avcı (CMF 1) ve Baltalı Savaşçı (CMF 10) var. Diğer tarafta ise Kovboy Kız (CMF 8), Kovboy (CMF 1), Şerif (CMF 13) ve Haydut (CMF 6) bulunuyor. İki grubun tam ortasında da Altın Arayıcısı (CMF 12). Bakalım, birbirleriyle nasıl bir bağlantıları var.

Bir Kadın ve Çocuğu

Kızılderili Kadın çok özel bir minifigür. Zamanında bir keşif gezisine katılmış tek kadın Kızılderili’nin torunu olmasının yanında, battaniyeye sarılı ilk bebeğin de sahibi. Tıpkı büyükannesi gibi, o da bebeğini yanında taşıyor, kimi zaman elinde, ama genellikle sırtında.

Bebeğin babasının kim olduğu bilinmiyor. Kimine göre çatışmada öldürülen bir savaşçı, kimine göre maceraperest bir kovboy. Ama babası kim olursa olsun, bu küçük kadın bebeğini çok seviyor.

Kızılderili Kadın barışçıl bir insan. Çatışmaya girmektense, kampta ateşin etrafında oturup öyküler anlatmayı tercih ediyor. Yüzündeki beyaz ve kırmızı boyalarla da bunu açık açık gösteriyor. Gençliğinde, zor zamanlarda gösterdiği cesaret ve bilgelik için ona iki tane tüy verilmiş. Üzerinde geyik derisinden yapılmış bej rengi ve kahverengi bir giysi var, ve yaşam döngüsünü sembolize eden bir kolye takıyor.

En İyi Avcı

Birkaç çatışmaya girdikten sonra, Kızılderili Avcı mesleğini değiştirip yayını avlanmak için kullanmaya karar verdi. Çok iyi bir izci olduğu için, peşinde olduğu şey ister hayvan, ister insan olsun, ondan kaçamıyor. Hem çatışmalarda, hem de avcılıkta gösterdiği güç ve cesaretten dolayı, yüzünü siyah ve kırmızıya boyamaya hak kazandı. Başına taktığı kartal tüyleri de bu özelliklerini vurguluyor.

Kızılderili Avcı’nın iz sürme ve avlanma yeteneği tüm kabile tarafından biliniyor. Ama bunların yanında bilinen (ve çok hoşlanılmayan) bir huyu daha var: Dangalaklık. Ne kadar zor olursa olsun, avın izini sürüyor, buluyor, ama onu avlamak yerine sessizce yanına gidip onu dürtüyor. Her ne kadar bir tavşan ya da geyik korkup kaçsa da, dürtülmek bir ayının hoşuna gitmiyor ve onu kovalamaya başlıyor. Neyse ki Avcı hızlı koşuyor da, ayıdan kolayca kurtuluyor. Söyler misiniz, biraz eğlenemedikten sonra, en iyi avcı olmanın ne anlamı var ki?

Maceracı Reis

Kızılderili Reis, gençliğinde pek çok iyi işler yapmış. Bu yüzden de, ilk tüyünü kazandıktan kısa bir süre sonra, başlığını giymeye hak kazanmış. Çok iyi bir reis olduğu su götürmez bir gerçek, ve kabilesi de onu çok seviyor. Bir de yerinde durabilse! Her hafta kampın yerini taşımaktan sıkılmış durumdalar. O nereye giderse onu takip ediyorlar. Her ne kadar dünyayı gezmek kulağa güzel gelse de, yaşlılar ve çocuklarla bunu yapmak çok kolay değil. Ama dünya macera dolu ve hepsi de onu bekliyor! Keşfedilecek yeni yerler, tanışılacak yeni insanlar…

Yüzündeki mavi-beyaz boya, kendine olan güvenini ve barışçıllığını temsil ediyor. İnsanlarla arkadaş olmadan onların arazisine giremezsiniz, değil mi? Yine de her ihtimale karşı yanında mızrağını taşıyor. Göğsünün üzerindeki boncuklu zırh, kabiledeki her kadın tarafından en az bir kez tamir edilmiş.

Kızılderili Reis’in keyfi hep yerinde. Neden olmasın ki? Dünya istediği zaman atılabileceği maceralarla dolu!

Yapım Aşamasındaki Savaşçı

Baltalı Savaşçı (ya da Tommy) baltasını kullanmak için sabırsızlanan bir arkadaş. Nitekim kullanıyor da, ama her zaman çatışmada değil. “Savaşçı olma” düşüncesi onun için daha çok yeni. Baltasını şimdilik ona gelen mektupları açmak için, pizzasını kesmek için, hatta jonglörlüğünü geliştirmek için kullanıyor – ki bu sonuncusu her zaman iyi sonuçlanmayabiliyor.

Yüzünde, göğsünde ve kollarında gururla taşıdığı savaş boyası var. Evet, ne anlama geldiğini bilmiyor, ama onu daha korkutucu gösterdikleri kesin! Boynunda taşıdığı tüy kolyesini babası vermiş, atalarının arasında nice savaşçılar olduğunu ona her zaman hatırlatsın diye. Tozluklarını babannesi yapmış, kendisi ne yazık ki artık aramızda değil. Savaşçı olduğu için, saç kesimi da “Yaklaşmayın!” etkisini arttıracak bir şekilde – sivri. Tabii bu kabilede pek işe yaramıyor, çünkü herkesin saç stili aynı.

Naber dostum?

Sıradaki dört figürümüzün karmakarışık bir ilişkisi var. Bu kadar karışıklığın en büyük sebebi de Haydut.

Haydut bir süre önce Kovboy’un atını çaldı. O zamandan beri, zavallı atın bir sürü farklı sahibi oldu, ama ilginç bir şekilde şu sırada kimde olduğunu sadece Haydut biliyor. Sırf Kovboy’u delirtmek için atı takip etmiş yani. Hayatında yaptığı belki de tek iyi şey bu, çünkü onun dışında kafası genellikle sahtekarlığa çalışıyor.

Kovboy Kız onu her seferinde yakalamayı başarıyor. Haydut sürekli başarıya giden kısa yolu aradığı için, genellikle kaktüslerin arasına sıkışıp kalıyor. Ama yakalandıktan sonra mutlaka kaçmanın bir yolunu buluyor.

Şerif, Kovboy Kız’la Haydut’un yakaladım-kaçtım rutinini takip edemez hale gelmiş. Her ne kadar kanun kaçaklarını yakalamakta usta olsa da, konu Haydut olunca nedense hep geç kalıyor. Ya Kovboy Kız ondan önce davranıyor, ya da Haydut ustalığını kullanarak kaçıp kayboluyor.

Tüm bunlar olurken, Kovboy atını bulamadığı her gün biraz daha deliriyor. Kovboy Kız ona yardım etmeyi kabul etti, hatta Haydut’tan atın şu an nerede olduğuyla ilgili birkaç kelime koparmayı bile başardı, ama ne yazık ki çabaları boşa gitti. Haydut’un bahsettiği kişi, at kostümlü bir adammış meğer! O gün, hem Kovboy Kız için, hem de Kovboy için çok büyük bir hayal kırıklığıydı.

Aradığımız at bu değil…

Günbatımına doğru sürerken…

Evet, şimdi de sıra bu arkadaşların kıyafet ve aksesuarlarında.

Haydut ve Kovboy’un şapkası aynı, tek fark Haydut’unkinin siyah, Kovboy’unkinin de koyu bej olması. Şerif’in şapkası da onlarınkine benziyor, ama kenarları biraz daha geniş, kırmızımsı kahverengi renginde, ve üzerinde şerif yıldızı var. Kovboy Kız ise üzerinde yıldız olan beyaz bir şapka takıyor, açık kahverengi saçı da örgülü bir şekilde arkadan gözüküyor.

Erkek minifigürlerin üçü de silah olarak tabancayı tercih ediyor, ama farklı renklerde. Haydut, şimdiye kadar siyah tabanca kullanan tek minifigür. Şerif’in gümüş tabancaları da ona özel. Kovboy ise standart koyu mavimsi gri tabanca tercih ediyor, eğer kaybolurlarsa, yerine yenisini almak kolay olsun diye. Kovboy Kız tabancaları sevmiyor, o yüzden kement kullanmayı tercih ediyor. Bu konuda o kadar yetenekli ki, daha hedefini kaçırdığı görülmedi!

Haydut ve Kovboy tabancalarını sık kullandıkları için, ikisinin de üzerinde fişeklik var. Şerif ise bunun yerine bir cep saati taşımayı tercih ediyor, Haydut’u yakaladığı zaman epey işe yarayacağı düşüncesiyle. Kovboy Kız üzerinde gül desenleri olan ekose beyaz bir gömlek giyiyor, ve dört minifigürün arasında en şık olmayı başarıyor. Eh, kadınların erkeklerden daha iyi giyindiğini hepimiz biliyoruz, değil mi? :)

Altın, Altın, ALTIN!!

Vahşi Batı’daki maceramızı sonlandırmadan önce bahsetmek istediğim bir kişi daha var: Altın Arayıcısı.

Bu arkadaş diğerlerinden çok farklı, ama maceraları sayesinde neredeyse hepsiyle tanışmış durumda. Her zaman hazine arıyor, gerek altın, gerekse petrol, ve bu arayışı sırasında Haydut’un maden soygununa çomak sokmayı, Kızılderili Avcı’yı kovalayan ayıyla karşılaşmayı, ve Kızılderili Kadın’la oturup fasulye yemeyi başardı. Tabii bu karşılaşmaların hepsi keyifli olmuyor. Yani, kim kızgın bir ayıyla karşılaşmak ister ki? Ya da silahlı haydutların ortasına düşmeyi? Ama durum ne olursa olsun, maceralarını dinlemek için herkes ona kapısını açıyor.

Kıyafetleri eski püskü ve yırtık pırtık. Şurda bir yama, burda bir yama, hatta pantolon askıları bile yırtık! Peki, kazmasının eskiden siyah olduğunu biliyor muydunuz? Hayır, dalga geçmiyorum, o kadar uzun zamandır hazine arıyor, ve o kadar zamandır bulamıyor ki! Ama umudunu kaybetmedi, günün birinde aradığı şeyi bulacağından adı gibi emin. O zamana kadar da yıldızların altında uyumaktan çok memnun.

Hikaye biterken…

Evet, bir kez daha hikayemizin sonuna geldik. Umarım Vahşi Batı’ya olan bu kısa yolculuk hoşunuza gitmiştir. Bir sonraki yazıda zaman yolculuğumuzu sonlandıracağız, ve başka maceralara yelken açacağız. Ne de olsa CMF serisinde tanışacağımız bir sürü minifigür var!

Doğru dürüst bir şeyler yiyelim artık!!!

 

Önemli not: Bu yazıda sözü geçen bilgiler çoğunlukla güvenilir kaynaklardan gelmekle beraber, minifigürler arasındaki ilişkiler ve onların öyküleri çoğunlukla yazarın hayal gücünden çıkmıştır. LEGO Grubunun bu minifigürler için planladığı öykülerle olan benzerlikler tamamen rastlantıdır.

Önemli not 2: Figürlerin isimleri, kendi resmî isimlerinden Türkçe’ye çevirilmiştir.

Önemli not 3: Yazı içine serpiştirilen linklere tıklayarak gönderme yapılan set-minifigür-karakterlere ulaşabilirsiniz.

 

Tekli minifigür resimleri Brickset sayfasından alınmıştır. Grup resmi yazara aittir. Kovboy, Kovboy Kız, ve Kovboy Kostümlü Adam minifigürlerini gösteren resim ise Minifigs.blog, Jay’s Brick Blog ve lego.com’dan alınmış resimlerin kolajıdır.

Kimisi çocukken Barbie bebeklerle oynar, kimisi de LEGO minifigürleriyle küçük dünyalar kurup, bu dünyaları büyüyünce de korumaya devam eder. Sanırım benim hangi gruba dahil olduğum belli :)

Yorumlar

  1. Minifigürist

    Tek tek bakıldığında bir çok minifigür, içerisinde yer aldığı seri içerisinde alakasız dursa da tüm CMF serileri bir bütün olarak ele alındığı zaman böyle izlemesi keyifli tematik gruplar ortaya çıkıyor. :)

    Bir sonraki yazıda “Hangi mf eşlemeleri ortaya çıkacak acaba?” merakıyla bu yazı dizisinin devamını sabırsızlıkla bekler hale geldim. :)

Bir yorum yazın

Back to Top